14 Temmuz 2010 Çarşamba

UMUDA YELKEN AÇMAK





Bulutlara bakmak istiyoruz,
Güneşte yanmak, tuz koklamak.
Kimseyi tedirgin etmek gelmiyor içimizden.
Neden edelim zaten: biz birer yolcusuyuz sadece.
Gidiyoruz, zamanı da götürüyoruz bizimle.
Deniz geçiyor yanımızdan, üstünde bir gül var,
Gölgede gidiyor dünya, aydınlıkta.
Siz de gelin bizim gibi, biz yolcular.....
PAPLO NERUDA
Başını kaldır bak bulutların tazeliğine ,bak ki her gün her ana nasıl farklı bir şekille karşımıza çıkıyor,her kes kendince istediği anlamı yükleyebilir.İstediğin şekilleri yapabilirsin, istediğin renge boyayabilirsin düşlerinin tazeliğinde,umtlarının direngenliğinde ve özlemlerinin susamışlığında.Bak ki, mavilikler içinde nasıl dans ettiklerini gör,usul usul mavi bir atlasta süzülüşlerini izle,kaç kişi bu güzellikleri bu denli yoğun duygularlayaşar ve düşünür onu hisset,kaç kişi seninle birlikte anlam yüklemeye çalışır, kaldır başını bak masmavi bir okyanusun ortasında ufka doğru gözlerinle yürü.Şimdi sabah güneşine baktım,gökyüzünün kirlenmemiş duruluğuna,içine çekiyor insanı o kadar güzel ve görkemli.Güneşin yakıcılığı daha kendini hissettirmiyor sabahın ilk saatlerinde yalnızca tatlı bir sabah güneşi yüreğininz karanlık penceresinde içeriye doğru süzülüyor...Kaldır başını bak yüreğindeki nem tutmuş,kuytu köşelerine güneşi taşı, taşı ki yarınlara daha çok umut taşıyasın, sevdaların güneşin ışıklarıyle birlikte engin denizlerde yelken açsın, yelkenlerine bütün güzellikleri topla, topla ki en ufak bir rüzgarda savrulmasın, direncini hiç bırakma,umudunu yitirme,coşkunu erteleme ve yarın sabahta farlı bir güne günaydın diyebilesin.
Evet kimseyi tedirgin etmiyoruz, kendimizce,kendi yelkenimizle açılmışız engin ufuklara, yarına kendi düşlerimizle, kendi umutlarımızla yürüyen birer yolcuyuz, farklı yollardayız her birimiz,farklı sabahlarda,farklı şehirlerde ama aynı göğün altında,aynı güneşin sıcaklığında ve gecenin koynunda aynı yıldızların bahçesindeyiz.Belki sana daha yakın yıldızlar,denizin kokusu, rüzgarın esintisi, belki ben daha başka anlamlar yüklüyorum mavi atlasta süzülen bulutlara ve güneşi daha farklı bir tebessümle karşılıyorum.Birer yolcuyuz ve gidiyoruz,beraberimizde zamanıda götürüyoruz, ve gerideki zamana dair sabahın ilk ışıklarının gizemini içimizde taşıyoruz.Yelkenlimiz denizin ortasında biz yarına merhaba dedikçe ilerliyor,güller dikiyoruz suyun orta yerinde en derin kalbine,kendimizce ,karanfiller bırakıyoruz yakamozların beliren parıltılarına.Kengi gölgelerimiz kendi yarınlarımız diyerek aydınlık sabahlara yelkenlerimizi çeviriyoruz-çevirmeliyiz. Sende çevir yelkenini, çevir ki yarına daha güçlü duralım,çevir ki yarın aynı göğün altında aynı güneşin scıaklığında,aynı rüzgarın direngenliğinde ve aynı denizin ve gökyüzünün mavi direngenliğinde yarınlara merhaba diyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder